Şirketler bir bir kepenk indiriyor: Konkordato başvuruları zorlaşacak

Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan ekonomide sıkılaşma politikalarının etkileri reel sektörde giderek belirginleşti.

Yüksek finansman maliyetleri, talepteki zayıflama ve beraberinde üretimde yaşanan gerileme sonrası İSO İmalat PMI temmuzda 47,2’ye inerken, sanayi üretimi mayısta yıllık yüzde 0,1 daraldı; kapasite kullanım oranı ise temmuzda yüzde 75,9’a geriledi.

Ocak-haziran döneminde ihracattaki yüzde 2’lik sınırlı artış da işleri kurtarmaya yetmedi. Yılın ilk yarısında kurulan şirket sayısı yüzde 17,3 azalırken, kepenk indirenler yüzde 25,8 arttı.

Ekonomim’den Merve Yiğitcan’ın haberine göre, sadece temmuzda 183 firma konkordato başvurusunda bulundu, bu rakam son yılların en yüksek aylık tutarı olarak dikkat çekti. İş dünyası temsilcileri çarkların kalan 5 ayda daha da yavaşlayacağına dikkat çekiyor.

ÜRETİM BEŞ AYDIR YAVAŞ
Yılın ilk yarısına ilişkin veriler reel sektörde kırmızı alarm veriyor. İSO İmalat PMI, temmuzda üst üste beşinci ay azalarak 47,2 seviyesine geriledi ve sektörün faaliyet koşullarında belirgin bir yavaşlamaya işaret etti. Yeni alınan siparişlerde, Kasım 2023 ile aynı oranda olmak üzere son 20 aylık dönemin en sert düşüşü kaydedildi. Yeni siparişlerde genele yayılı yavaşlama kaydedilirken, en sert gerileme elektrikli ve elektronik ürünlerde gerçekleşti. Toplam yeni siparişlerin yavaşlamasıyla birlikte firmalar temmuz ayında genel olarak üretimlerini azaltma yoluna gitti. Sadece giyim ve deri ürünlerinde üretim artışı görülürken en belirgin daralma elektrikli ve elektronik ürünler sektöründe ölçüldü. Benzer şekilde, temmuzda on sektör içerisinden yalnızca biri (gıda ürünleri) istihdamını artırırken çalışan sayısında en hızlı azalış ise giyim ve deri ürünleri sektöründe gerçekleşti.

Çalışan sayısındaki düşüş, son 21 ayın en yüksek hızında ölçüldü. Personel yetersizliklerinin de üretim hacimlerini olumsuz etkilediği bildirildi. Aynı zamanda imalatçılar talep koşullarındaki zayıflığa bağlı olarak girdi alımlarını da azalttı. Satın alma faaliyetleri tüm sektörlerde düşüş gösterirken, en keskin yavaşlama metalik olmayan mineral ürünlerde görüldü.

12 BİN 175 ŞİRKETTEN TASFİYE KARARI
Çarklardaki durgunluğun en büyük göstergelerinden biri de Merkez Bankası tarafından açıklanan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı verisi oldu. Temmuz 2024’te yüzde 75,9’a inen kapasite kullanım oranı son 15 ayın en düşük seviyesi olarak ölçüldü. Yılın ilk yarısında sanayicilerin yüzü ihracattan da gülmedi. Ocak-Haziran döneminde Türkiye’nin ihracatı yüzde 2 gibi sınırlı bir artış göstererek 125,4 milyar dolara çıktı. Bu dönemde 25 sektörün 12’sinde ihracat geriledi. Ne içeride ne de dışarıda işleri iyi gitmeyen reel sektörde işletmeler kepenk indirmeye devam etti. TOBB’un açıkladığı Kurulan ve Kapanan Şirket İstatistikleri’ne göre, 2024’ün ilk 6 ayında, 2023’ün ilk 6 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 17,3 azalırken, aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 25,8 arttı. Buna göre ilk 6 ayda 52 bin 676 şirket kurulurken, 11 bin 939 şirket de kepenk indirdi. Tasfiye sürecine giren şirket sayısı da ilk yarıda yüzde 2,3 artarak 12 bin 175’e dayandı.

İşlerdeki kötü gidişatın en kritik verisi ise konkordatolardan geldi. Temmuz ayında konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 183 olurken, bu sayı 2018-2019 konkordato fırtınası döneminden sonraki en yüksek aylık seviye olarak dikkat çekti. Yılın 7 ayında konkordato geçici mühlet kararı verilen toplam dosya sayısı 788’e çıkarken, kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı 311 oldu. Bu dönemde 334 dosya için konkordatonun reddi kararı verilirken, ocak-temmuz aralığında 55 firma için iflas kararı alındı. İş dünyası örgütleri suiistimallerin ve mağduriyetlerin önüne geçmek için Ankara’da yoğun temaslarda bulunurken, Adalet Bakanlığı’nın da konkordato başvurularının zorlaştırılması için çalışma yaptığı gelen bilgiler arasında.

PİYASANIN ‘ÇEK’ECEĞİ VAR
Finansmana erişim sorunları nedeniyle piyasada kullanımı artan çeklerde de ‘karşılıksız’ sayısı artıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Takasbank verilerine göre, haziranda karşılıksız çek adedi 10 bin 546 adet seviyesindeyken, temmuz ayında bu sayı yüzde 149,9 artarak 26 bin 351 adede yükseldi. Böylece karşılıksız çek sayısı Aralık 2019’dan bu yana en yüksek düzeye çıktı. Karşılıksız çek tutarı da bir önceki aydaki 6,45 milyar TL’den 15,77 milyar TL’ye çıktı. Toplam ibraz edilen çek adedi bir önceki aydaki 614 bin 764 adetten 1 milyon 472 bin 257 adede, tutarı ise 307,4 milyar TL’den 606,3 milyar TL’ye yükseldi. Mahsuplaşmaya tabi çek adedi ise 587 bin 233 adetten 1 milyon 411 bin 262 adede, tutarı 284,7 milyar TL’den 557,8 milyar TL’ye çıktı.

‘MALİYETİNE İHRACAT’ DA KURTARMADI, İÇ PİYASADA İŞLER YÜZDE 40 DARALDI
Piyasadaki daralmadan muzdarip reel sektör, bu dönemi az hasarla atlatmak için elinden geleni yapıyor. Ancak beklenti işlerdeki frenin ağustos itibarıyla daha sert olması yönünde. Yılın ilk yarısında piyasanın tahmin edilenden daha fazla daraldığını dile getiren sektör temsilcileri, ihracatta geçen yıla göre hissedilir bir kıpırdanma olduğunu, ancak mevcut kur politikası nedeniyle rekabetçi fiyat verilemediğini, siparişlerin ya kaçtığını ya da neredeyse maliyetine iş yaptıklarını ifade ediyor.

“DURGUNLUK ARTARAK DEVAM EDECEK”
-TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat: Durgunluğu çok net yaşıyoruz. Ancak sanayinin çarklarının durmaya başladığı veriler temmuzda gelmeye başladı. İhracatta kıvranıyorduk zaten, ama iç piyasada iyi kötü bir canlılık vardı. Ama yüksek faizle beraber sıkılaşma politikaları içerideki durgunluğu beraberinde getirdi. Sanayi çarkları çok net alarm vermeye başladı. Bu artarak da devam edecek. Çünkü biliyoruz ki sıkı para duruşu olacaksa bu üretimi düşürecek, işsizlik artacak, şirketler kapanacak, konkordatolar da hızlanacaktı. Bunlar yaşanıyor şimdilerde, bunu da yaşamalıyız. Biz sanayici olarak yüksek faiz ortamını uzun süre yaşamak istemeyiz, ama bu şart.

-İstanbul Demir ve Demir Dışı Metalleri İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu: İç piyasada ekonomiyi soğutma politikaları kapsamında alınan tedbirler sonucu bu daralmayı yaşayacağımızı biliyorduk. İç piyasada yüzde 10- 15 küçülme öngörüyorduk ama sektörlerin neredeyse tamamı yüzde 40 kadar küçüldü. Ancak fiyatlarda düşüş hala göremiyoruz maalesef. Çünkü maliyetler o kadar yükseldi ki fiyatlar da gerilemiyor. İhracatta biraz kıpırdanma başladı ama stabil giden kur politikası ihracattan gelen taleplerin karşılanamamasına yol açtı. Yoksa sipariş gelmeye başladı, ihracatçının ülke sayısı çeşitlendi. Ama mevcut kur politikasından dolayı fiyatta rekabet edemiyoruz. Devletin özellikle ihracatçıya kesinlikle pozitif ayrımcılık yaparak farklı bir kur politikası izlemesi gerekli. Öte yandan iç piyasayı konkordatolar da çok etkiliyor. Her gün 8-10 firmanın konkordato raporlarını okuyoruz. Bu 8-10 fi rma dolaylı olarak yüzlerce firmayı etkiliyor. O firmalar da bu kez alacağını tahsil edemediği için ekonomik krize giriyor. Aynı zamanda konkordatolar piyasada moral bozukluğuna da yol açıyor. Konkordatoların arttığını gören firma vadeli mal satmayı da bırakıyor. Başka bir finansal darlığa giriyoruz böylece.

SAVUNMA SANAYİDE TAHSİLAT SORUNU
-Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Başkanı Yaman Tunaoğlu: Bu frenin olması gerekiyordu, çünkü ekonomiyi soğutmak böyle bir şey. Sektörün yurtdışı işlerinde de talep daralması var. Öte yandan sektörün girdi maliyetlerinin çoğunluğu ithal, işçilik maliyetleri artıyor. İhracat yapanlarda bu süreçten ciddi şekilde etkileniyor. Piyasada birçok firma kapanıyor, iflas edenler var. Ancak enflasyonla mücadelenin de başka yolu yok. Doların en az 6 ay daha böyle tutulacağını düşünüyoruz. Tabii enflasyon daha makul bir seviyedeyken mücadeleye başlasaydık bu kadar sorun yaşamazdık ama şu an başka bir çare yok. Sektörde savunma tarafında harcamalar kesilmiyor ancak tahsilatlarda sorun yaşamaya başladı. Savunma sanayii dışındaki alanlara çalışan sektör firmaları bu süreçten daha fazla etkilenecek.

-Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Gökhan Sığın: Üretim seviyemizi yakın zamana kadar korumaya çalıştık ancak bu ay itibarıyla üretimde de yüzde 11 oranında azalma gerçekleşti. Yüksek sezon olmasına rağmen iç pazar büyümesindeki yavaşlama ve ihracattaki düşüş trendi üretim ile istihdam için risk oluşturuyor. Endüstrimiz için belirleyici olan ihracat pazarı ve iç pazardaki aktivitenin devam etmesi. Geçen yılla mukayese yapıldığında iç pazarda da düşüş var. İç pazarın bundan sonra en azından hiç olmazsa sabit kalmasını bekliyoruz. İhracatta bir iyileşme gelmezse sektörümüzde küçülme başlayacaktır.

patronlardunyasi.com

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top